Herkese merhaba 🙂
Ara vermişim çokça buralara. İşler güçler derken en sevdiğim şeyi, yazı yazmayı ihmal etmişim. Kızdım kendime! Geçtim hemen karşısına Blog’umun 🙂 Değişik duygu durum halleri yaşıyorum bu aralar. Sonbahar’dan mı, gezegenlerin hareketi mi, safer ayı mı neden oldu bilemedim. Kimi görsem olumsuz birşeylerden bahsediyor. Ya işleri ters gidiyor, ya ailesi ile mutsuz, ya parasal sıkıntıları var! Mutlu olanlar nereye gitti. Kendi kabuklarına mı çekildiler! Yada mutlu diye sosyal medyada bolca gördüğümüz insanlar mutlu mu?
Bu aralar bende kafamı sosyal medyaya yoruyorum .Okuyorum, araştırıyorum ve insanlar üzerindeki etkisini ölçüyorum. Ve anladım ki düşündüğümüz kadar çok güzel, çok temiz bilgilerle dolu değil.
Örneğin; Hamile bir bayan yazıyor, #hamilelik #midebulantısı #depresyon #ödem vb. Karşısına çıkan yüzlerce şey oluyor. Ve bu bilgilerin bir çoğu alanında uzman olmayan insanlar tarafından paylaşılmış. Böyle olunca araştırmak için giren kişi kafasına hiç takmaması gereken bilgileri alarak çıkıyor. Bu onu olumlu yada olumsuz etkiliyor. Üstüne bu kişi okuduklarınıda başkaları ile paylaşıp onlarıda etkiliyor.
Örneğin; #adetkanaması yazan bir kişi, 1 saat içinde baktığı yazılar, siteler, resimler sonunda ”Acaba ben rahim ağzı kanseri miyim?” diye düşünmeye başlayabiliyor!
Peki ne yapmalıyız? Her okuduğumuz, gördüğümüz doğru mu?
Öncelikle gerçekten alanında bilgili, okumuş, deneyimli kişileri takip edin.
Birbirinizin yaşadığı problemlerden, yada olumlu şeylerden etkilenmeyin. Yani onun sütü çok diye sizin sütünüz çok olmak zorunda değil. ”Ama çok da su içmiştim, sağlıklıda beslenmiştim, neden onun sütü var benim yok” demeyin. İşte tamda bu düşüncelere sahip olun diye yapılıyor o paylaşımlar, yorumlar.
Dinlemeyin herkesi. Birisi 3 çocuk doğurdu diye deneyimli olup, sizinde onun yaptıklarını yaparak aynı bilgiye sahip olmanız diye birşey olamaz. Sizin bedeniniz ve bebeğiniz tek! Bir tane! Başkası ile sizinki asla aynı değil. Aynı olmasını istemeyin bile zaten.
Paylaşılan resimler hep güzel anlara aittir mesela. Hiç ağlarken, acı çekerken, kavga ederken, bebeğini uyutmaya çalışırken değildir. Çünkü o anlarını kimse paylaşmak istemez. Bizde aynı şekilde hep iyi anlarımızı paylaşırız. Ama resmi çekmeden 2 saat önce yada 1 saat önce yaşadığımız olumsuz olaydan kimsenin haberi olmaz. Sonra bak o ne kadar mutlu, bak o buraya gitmiş ben gidemedim gibi hüsnü kuruntular kafanızı yer bitirir.
Yapmamız gereken şu ana odaklanmak. Resmini çekip paylaşıcam diye kaçırdığın işte o ana odaklanmak. Yediğin yemeği paylaşmak yerine keyifle yiyip tadını çıkarmak. Sosyal medya çalışanları, mesleği bu olanlar, ünlüler, mekan tanıtımı yapanlar, parasını bundan kazananlar zaten bolca yapıyor bunları.
Bebeğinin resmini paylaşmayan insanlar mesela. Eğer gerçekten o anı dolu dolu yaşamak, bebeği ve ailesi ile özel kalmasını istemek gibi bir düşüncesi varsa onu ayakta alkışlarım. Ama yok gizliyim, nazarda değmesin, kıskanılmasın, böyle daha çok merak edilir gibi fikirleri olanlar varsa onlarada selam olsun.
Facebook, İnstagram, Twitter, Swarm vb sosyal medya ağlarında bir temizlik yapın! Gerçekten takip etmek ve edilmek istediklerinizi takip edin. Hatta telefon rehberinizede bunu yapın. Hatta hayatınıza yapın. Çıkarın gereksiz insanları.
Sizi üzenleri, olumsuz etkileyenleri…
Mesela doğum sırasında ve sonrasında hastanede yanınızda olacak kişilere siz karar verin. ”Ama bizde adettir, annem, babam üzülür, kayınvalidem küser, hatta suit oda tuttuk sadece misafirler için” gibi fikirlerini silin kafanızdan. O anlar sadece size özel, bebeğinize özel ve eşinize özel anlardır. Bir kez yada iki kez yaşanız belki. Sonuna kadar siz yaşayın başkaları değil.
”AN”da kalmak dileğimle…
Mutlu Akşamlar 🙂