Çocuklarınızı büyütürken onlar için en iyisini düşünürsünüz. Peki gerçekten tam anlamıyla her şeyin en iyisini yapabiliyor musunuz? Doğduğu andan itibaren onu beslemek, fiziksel bakımını yapmak, büyürken ona bildiğiniz şeyleri öğretmek, en iyi okullara göndermek, en güzel ürünleri almak her şeyin en iyisini yaptığınız anlamına mı gelir?
Uzmanlar 0-7 yaş arası çocukların her şeyi zihinlerine kazıdığını ve tüm yaşamı boyunca o aralıkta öğrendiği şeyleri unutmadığını, kişiliğini, insanlara tavrını, yaşam şeklini o aralıkta öğrendiği şeyler sonucunda oluşturduğunu bizlere sunmuştur.
Gerek kendimde, gerekse çevremde gözlemlediğim şeyler benim bu araştırmaya sonsuz inanmama sebep oldu. Bebeğiniz doğduğu an itibariyle sizin tüm tavırlarınızı net olarak algılar ve hisseder. ( Hatta anne karnındayken bile) Onu emzirmeniz, karnını doyurmanız, altını temizlemeniz, sevgi göstermeniz, güvende hissetmesini sağlamanız bir bütün halinde onun büyümesine yardımcı olur. Geç ya da erken anneliklerde, anne olmaya hazır olmamak, bebeğini benimseyememek, ona bir iş gibi davranmak bebekte büyük güven sorunlarına yol açacaktır. Bir bebek için eğer anne ” Altını temizledim, karnıda tok ama neden uyumuyor, hala emmek istiyor” gibi düşünüyorsa burada birde bebek açısından bakmanızı öneririm. Belki de sadece anne ve babasının kucağında, onların kokusunda güven tepolamak istiyordur. Belki annesinin çok net iş odaklı davranışını hissetmiş ve sadece bununla sağlıklı ve mutlu olmayacağını ailesini öğretmek istiyordur.
Özellikle anne ve bebeklerde gördüğüm çok net birşey varsa oda annenin ruh halinin, bebeğin tüm düzenini fazlasıyla etkilediğidir. Yani anne sakin, iyi olacağına inanan, zorlamayan, bebeğinin tavırlarını iyi analiz edebilen ve çevresinde her duyduğununu bebeğinde denemek yerine, ”Buna benim ve bebeğimin ihtiyacı var mı? Biz o anne ve bebek değiliz, biz tek ve kendimize özeliz” diye düşünebiliyorsa o bebek huzurlu ve kendini güvende hisseden, mutlu bir bebek oluyor.
Her bebeğin gazı olmak zorunda değil ya da her bebeğin doyma sınırı, uyku düzeni, çevreye verdiği tepkiler çok farklıdır. Anne ve babaların bunları bilerek, sadece kendi bebeklerine özel davranmalarını öneririm. Yaşanabilecek tüm problemleri önceden okumak ve olumsuz bir durumda ne şekilde davranacağınızı bilmek yeterlidir ama her problemin sizde olmasını beklemek ve çözümlerinin aynı olmasını ummak yanlış bir düşünce olacaktır.
Doğduğu andan itibaren çocuğunuzu bir ekolün eğitim şekliyle, kültürünüzün çocuk büyütme yöntemleriyle ya da tamamen kendi tarzınızla büyütebilirsiniz. Ancak her birinden harmanlayarak, kim ne derse onu çocuğunuzda deneyerek yapmanız, çocuğunuzun kafasının karışmasına sebep olacaktır. Mutlaka ki her eğitim şeklinin doğru olduğu gibi yanlış yönleride vardır. Hepsinin iyi yönlerini almak, çevrenizde denenmiş herşeyi kendi çocuğunuzda denemek sizin çocuğunuzu en iyi yapmayacaktır.
Özellikle anne ve babanın çocuğa ve birbirlerine karşı tutumu bu noktada yine çok önemli bir yere sahiptir. Anne ve babanın ortak dili konuşmaması, birinin aşırı sevgi gösterirken diğerinin ilgisiz olması, biri her şeye izin verirken diğerinin sürekli kızan taraf olması, çocuğun neyin doğru olduğunu öğrenmesini zorlaştırır.
Kadın ve erkek arasındaki iletişim problemleri, fiziksel veya psikolojik şiddet bir çocuğun büyürken en çok etkilendi olumsuz durumlardır. Özellikle annesinin şiddet gördüğünü görmek, anne veya babasının kendisine görünen ve görünmeyen şiddet uygulaması ve cinsel istismar ileride en çok yeme bozukluklarına, farklı cinsel tercihlere, aile kuramama, kimseye güven duyamama gibi sorunlara yol açıyor.
Çocuk yetiştirmek her açıdan bütüncül bakılan bir durum olmalıdır. Fiziksel ihtiyaçlar kadar, psikolojik ihtiyaçlarada doğru cevap verilmelidir. Sizin ve bebeğinizin tek olduğunu unutmayın. Siz bir anne olarak ona en iyi ve en doğru bakacak kişisiniz. Sadece zihninizin berrak olmasına odaklanın. O zaman her şey daha doğru ve güzel olacaktır.